14 Eylül 2010 Salı

Ruh Kanseri

Nazan Arda gecen hafta 55 yasinda oldu. Gogus kanseriydi. Ameliyat icin gittigi Amerika'da bir gogsu alinmisti.Dondukten 11 yil sonra beyin kanamasi gecirdi.Beyninde de tumor vardi. Pes pese gecirdigi iki ameliyatin ardindan komaya girdi ve kurtarilamadi. Gazetedeki fotografinda, elinde bir ayicikla gulumsuyordu.

"Ayicik", kendisi 4 yasindayken vefat eden annesinin armaganiydi.

Nazan Arda, oyuncak ayisini 51 yil boyunca hic yanindan ayirmamisti.

Karacaahmet'e gomulurken ayicigini da yaninda topraga verdiler. Burada Nazan Arda'yi anmamin nedeni, 11 yil once Amerika'ya ameliyata giderken yazip esine biraktigi olum ilani...

Ecel, beklediginden gec gelmis, ama bosandigi esi vasiyete uyup kendi kaleminden vefat ilanini gazetelere vermis. Ilan soyle :

*"Su anda Tanri'ya teslim etmis oldugum ruhumu, omrumce tum sevdiklerim icin mukemmeliyetcilik adina cok hirpaladim. Kendimi sevecek ve ozgurluk taniyacak vaktim olmadi. Bilmem o cok ugras verdigim 'ozel biri' olabildim mi? Rahatsizlik vermekten her zaman cekindigim sizleri bugun (...) beni ugurlamaniz icin bekliyor, hepinizi cok seviyorum."*

Ilanin kosesinde kucucuk bir fotograf var: Nazan Arda, ugruna bir omur adadiklarindan, belki de ilk ve son kez bir "rahatsizlik" rica edip cenazesine cagiriyordu.

Torene kac kisi gitti bilmiyorum; ama ilani verenin, "bosandigi esi" olmasi, o cok ugras verdigi "ozel biri" olup olamadigi sorusunu yanitliyordu.

Baskalarini seveyim derken, kendini sevecek vakti bulamamisti. Son yolculugunda yaninda sadece vefakar ayicigi vardi. Arda'nin fizyolojik hastaligina oldugu kadar psIkolojik rahatsizligina da teshisi Jean Baudrillard koyuyor :

Fransiz felsefeciye gore, vucudumuzdan butun biyolojik dusmanlari, mikroplari, parazitleri atarsak, nasil savunma sistemi bozulan bedende hucreler birbirini kemirmeye baslar ve kanser tehlikesi dogarsa, ruhta da ayni sey oluyor :

*"Surekli pozitif olacagim" diye elestirel ogeleri benliginden uzak tutan, negatif duygulari dislayan her ruhsal yapi, kendi kendini yiyerek felakete surukleniyor.

Elestirel dusunce ise, krizi damitma yetenegi sayesinde bu felaketi onluyor.*

Benim yukaridaki ilandan ogrendigim su: Butun varolusunu "Beni begenecekler mi ?" "Beni seviyor mu ?" "Rahatsiz eder miyim ?" kaygisi uzerine kuruyorsan, bil ki sonun husran. Bir kucuk serzenis, siradan bir tenkit ya da kadirbilmezlik, acilar pahasina kurdugun o "mukemmel kale" yi yerle bir edebilir. Olum ilanini kaleme alacagina azat et kendini...

Seni, sen diye kabul edip sevecekleri sev. Elestir ki onun icin "ozel biri" olabilesin.

Kendini, kendine begendir herkesten once....

Kimseye begendirmek icin de kendinden vazgecme.

Aciyi goze al, cunku Dostoyevski' nin dedigi gibi ,

"Insanin ruhunu yucelten bir aci, ucuz bir mutluluktan evladir."

Can Dundar

2 yorum:

  1. Bu yazı beni yakaladı...Hakikaten kimseyi rahatsız etmemek ,sevilmek için ne çok uğraş verdiğimi, kendimi gerçekleştirmeyi ne çok ertelediğimi tekrar tekrar hatırlattı...

    YanıtlaSil
  2. minik hoşgeldin, teşekkürler güzel yorumların için:))

    YanıtlaSil